Bir tatil dönüşü daha kazasız,belasız,kavgasız,gürültüsüz sonuçlandı çok şükür.İnsan tatil dönüşü kavga etmeden geldim diye sevinir mi, ben seviniyorum işte.(bknz: tatil anektodları1)
Bodrum barlar sokağında bir çantacı
Her sene tatil zamanı yaklaştıkça programı kendimiz yapardık biz.Gidilecek yer,güzergah,kalınacak yer vs.Bu biraz sıkıntılı oluyor tabii.Bir süre sonra "off çok yoruldum,tatile falan çıkmayalım,evde dinlenelim" moduna girebiliyor insan.Bu sene bu 'yorucu' süreci yaşamamak için bir arkadaşımızın yeni açtığı acenta vasıtasıyla seçimlerimizi yaptık.Biz gerekli kriterleri verdik,o seçenekleri daralttı,biz onayladık.Fakat şansımıza kağıt ya da ekran üzerinde çok şahane görünen oteller hayal kırıklığına uğrattı bizi.
Yine şu temizlik mevzusu yani.Bu seferki otelde 3 oda değiştirdik.3.sünde çok şükür en azından görüntüsü temiz olan bir odaya kavuştuk!Son gün misafir ilişkileri sorumlusu bir anket göndertmiş odaya.Dayadım, döşedim.
"Otelimizi çevrenize tavsiye eder misiniz?" sorusuna "Anlatacaklarıma rağmen hala gelmekte ısrar edenler olursa tabiki de edeceğim." diye ukalaca bir yanıt verdim ama hakettiler:)
En güzel yanıysa geniş yeşil alanları ve hamaklarıydı:)
Öğleden sonraları hamak keyfi
Hayatımda ilk kez Maison Française dergisi aldım.İçimde uktedir havuz başında şöyle kalın kadın dergileri okumak.Ama cosmopolitan tarzı kadın dergileri içimi baydığından dekorasyon dergisi alayım dedim.(Aile danışmanının bekleme salonunda görmüştüm geçenlerde,pek havalı duruyordu)Aldım,değdi gerçekten.Havuz başında fotograflara bakarken evimi yıkmayı hayal ettim.Ev ev değil mübarek o baktıklarımın yanında gecekondu.Ama allah için bir cd hediyesi vardı derginin bu ayki sayısında.Sırf onun için de alınabilir.Doğtaş Senfoni Orkestrasının yorumladığı türkülerden seçme bir albüm.Tek kelimeyle şahaneydi...
Hediyelik eşya dükkanlarında görmekten bıktığımız aksesuarlar bir miktar değişmeye başlamış.Çarşı,pazar gezmeyi çok seven biri olarak bu durum çok hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim.Geçen yaz Bodrum'a gelmediğinden bilmiyorum ama bu sene bir yel değirmeni furyası almış başını gidiyor.Yel değirmeni şeklinde mumluklar her yerde.Marmaris'te 5 tanesi 10 lira olan magnetler burada iki katı fiyatına.E Bodrum farkı tabii deyip geçtik usulca yanlarından:)
İşte sözkonusu mumluklar
Ağaca da asılıyor
Deniz çok şahaneydi ama bizim oğlanı, çişli havuz suyundan sonra soğuk geldiğinden olsa gerek, sokamadık bir türlü.Mecburen sırayla denize girebildik.İnanılmaz güzel bir su altı vardı.Elimden daha büyük çupralarla,kefallerle birlikte yüzdük.Hem de sürüyle.Akşam yemekteyse çiftlik balıkları vardı:(( Avlanma yasağı varmış meğerse.İnsanı zorla zıpkıncı yapacaklar töbe töbe..
Yalıkavak'ta bir dükkan
Bunlara bayıldım
Kasnağı nasıl değerlendirmişler?
Yalıkavak'ın en güzel restoranlarından biri
sokak ressamı eserleri
bu dükkan yıllar önce bisikletçiyken şimdi "Gülten Abla''nın yeri" olmuş
Topu topu 2 yıl gitmediğim Bodrum için özet son resim aslında...Herşey çok hızlı değişiyor oralarda...
biliyo musun. blogundaydım. son iki yazını okuyordum. sen de bana yorum yapıyormuşsun. :) yok benim için önemli olan yazılar. resmi sonradan buluyorum netten rastgele. :)
biliyoruuuum. :) ya yine güldürdün bak bu yazıda. o minik minik belirttiğin ayrıntılar güldürüyor. :) maison française gibi dergiler çook zararlı. maksat biz tüketelim işte kendimizi kötü hissedelim, yetişmek için tüketelim. :) evet o yeldeğirmenleri. yalıkavak. yine de iyi geçmiştir tatil. öle oluyo dönünce dinleniyor insan. tatil bi çeşit delilik mi yoskam. :)
delilik tabi yaa!insan evinde huzur içinde,rutin rutin yaşarken ne gerek var sürprizlerle dolu günler geçirmeye d mi?:) ben accık deliyim zaten sanırsam.dün aile danışmanına gittk.o da dyecekti tuttu kendini:))anlatcam bak sıradaki yazımda,çok eğlendim...
Bakma bir sırrım var dediğime.İki kişinin bildiği sır değil,iki kişinin bindiği tır değilmiş:p%&+ Velhasıl,gönlünden geldiği gibi yaz,yaz,yaz..bir kenara yaz bütün sözlerimi,unutursam çık karşıma göster kendini:p(%^^+&
Tanrım, Beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir... Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele... Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver .
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür. Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol... Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim... Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır... Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha saglıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi... Tanrım, Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR, İkisi arasindaki farkı bilmek için AKIL ve Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...
biliyo musun. blogundaydım. son iki yazını okuyordum. sen de bana yorum yapıyormuşsun.
YanıtlaSil:)
yok benim için önemli olan yazılar.
resmi sonradan buluyorum netten rastgele.
:)
kalp kalbe,blogger blogger'a karşıymış derler:p
YanıtlaSiltabiki de önemli önemli olan yazılardır,ben şaka yapmaya çalışmıştım sadece:)
biliyoruuuum.
YanıtlaSil:)
ya yine güldürdün bak bu yazıda.
o minik minik belirttiğin ayrıntılar güldürüyor.
:)
maison française gibi dergiler çook zararlı.
maksat biz tüketelim işte kendimizi kötü hissedelim, yetişmek için tüketelim.
:)
evet o yeldeğirmenleri.
yalıkavak.
yine de iyi geçmiştir tatil.
öle oluyo dönünce dinleniyor insan.
tatil bi çeşit delilik mi yoskam.
:)
delilik tabi yaa!insan evinde huzur içinde,rutin rutin yaşarken ne gerek var sürprizlerle dolu günler geçirmeye d mi?:)
YanıtlaSilben accık deliyim zaten sanırsam.dün aile danışmanına gittk.o da dyecekti tuttu kendini:))anlatcam bak sıradaki yazımda,çok eğlendim...