Turşumu kurdum,salatalık, acı biber.Geçen sene biber turşusu yapmıştım ilk kez.Baktım olmuş bu sene de salatalığı ekledim.
Zeytinler olmaya başlamışken bahçemizden topladığımız bir miktar zeytini kırmak suretiyle yeşil zeytin yaptım ilk kez.Yaptım dediğime bakmayın,yaptık!Oğluş böyle incik cincik işlerden geri kalır mı hiç?Elini sürmeli,üstünü yağ yapmalı mutlaka.Ama yaptığında da değmiş çünkü zeytinlerimiz oldu ve harika..Keşke oğluş da yese ama maalesef o sadece yapmasını seviyor:(
Araba kullanırken ya çok tedirginsinizdir,bol hata yapar,"kadından şoför olmaz" düşüncesini haklı çıkarırsınız ya da birçok erkekten iyi kullanmanıza rağmen üstünüze yapışan o "kadın şoför" damgası nedeniyle sizi hafife almaya kalkanlarla aşık atarsınız,yine hata yaparsınız.Araç su gibi yakıt tüketirken siz ispat peşindesinizdir çünkü:)
Ne yalan söyleyeyim, iyi kullanırım ben arabayı.Başkalarının kullanışını beğenmem,park edemeyen erkeklerle dalga geçerim...Zaman zaman trafikte çok temkinli,ağır araç kullananları hemen tanırım:Yaşlılar ya da hemcinslerim!
Bir de araç satarlarken "Bayandan temiz araba" diye ilan vermezler mi çok gülerim.Bayanın satacağı arabanın ne içi temizdir ne dışı,ne motoru ne de kaportası.Çünkü kadınlar evlerine temiz bakarlar.Araçlarına temiz bakan erkeklerdir.Tersi pek görülmez.
Annemden araba kullanırken doğmadım ama elbette.İlk zamanlarım korkunçtu.Düz yolda bile araba kullanamadığım için haftasonu ödevi olarak tüm gün araba kullanıp,pazartesiye uzun yola çıkacak düzeye ulaşmam söylenmişti müdürüm tarafından.
120 km'lik şehirlerarası yolu 2.5 saatte gittiğimi bilirim.Yollarda gizli buzlanma olur dikkat et dendiği için o tarz yollarda 30 km ile giderdim!Buna rağmen kaza yapmaktan kurtulamazdım ama.Park halindeki araçlara çarpma,hareket halindeki araçlara çarpma,yıllardır aynı yerde dikili duran sokak lambasına çarpma,bir arkadaşın aracına çarpma,yabancı birinin aracına çarpma,taşa çarpma vs..Allahtan canlı birine çarpmadım hiç,bu da benim şansım sanırım.Bu sayede kaza anında yapılması ve yapılmaması gerekenleri,aranması gereken numaraları,polis-jandarma ile ilişki yönetimini çok iyi öğrendim maşallah!
İlk kazalarda panik halinde eşi dostu ararken sonradan karşı tarafı teskin edecek hale geldim.
Lastiğim patladı,kendim değiştirdim.
İlk kullandığım şirket aracının marşında sorun vardı."Vurdurma" denilen şeyi öğrendim.
Dumanlar çıkan motoru rölantiye almasını,abs devreye girinceye kadar motor frenini kullanmasını,45 derece yokuşta park edip kalkmasını,motorla hız göstergesinin uyumunu test etmeyi ezberledim.
"Benim" diyen erkeklerle kapışırım kısacası.
Nereden geldim buraya?
Aracın kaskosunu yaptırmaya gittiğimizde öğrendiğim birşeyden bahsedecektim.
Araç sahibi kadınsa kasko 1200 tl,erkekse 900 tl imiş.
Kasko şirketleri kadınların kaza oranlarını göz önünde bulundurmaya başlamışlar.
Ayrımcılığın bu kadarına da pes diyecektim ama yazıyı yazarken bugüne nasıl geldiğimi hatırlayıp vazgeçtim.
Bir de Scientoloji tarikatının Tom Cruise'a evlenmeden önce sevgili bulması gibi bir durum varmış ama konumuzla tek ilgisi kafiyeden ibaret.
"Yazın yediğin hurmalar kışın popişini tırmalar" özlü sözüyle,mustahak bana diyerek üçnoktayı koyuyorum...
Serinin devam bölümü "Pazarlama insanlarını nasıl tanırız?".İlk bölüm için ...
•Pazarlama profesyoneli, sabahın erken saatlerinde ya da iş çıkışı, haftanın en az üç günü hatırı sayılır bir spor kulübüne gider. •Spor öncesi, mutlaka sporda olduğu statü bilgisi Foursquare, Twitter mecralarına verilir. •Spor esnasında / sonrasında ise sağlıklı yaşam ve personal trainer ile çalışmanın faydasına
dair tweetler atılır. •Spordaki arkadaşlarına en son yaptıkları kampanyalarını ağızından salyalar akıtarak anlatırken alt taraftan da “Siz yapabilir misiniz lan böyle bir kampanyayı? Kapak olsun size işte. Böyle koyarlar adama...” mesajı itina ile verir. •Pazarlama profesyonellerinin 179 kelimeden oluşan kendilerine özgü bir dilleri vardır. •Pazarlama profesyoneli dili, baz olarak alınan İngilizce’nin Türkçe eylemlerle kombinasyonu ile şekillenir.(Feedback Verme, Brief Vermek, Debrief Yapmak, Insight Toplamak, Aduket Çekmek, Off-Brief Kalmak, To-the-Point Olmak, Pike Çekmek, Gelişine Vurmak, vb.) •Pazarlama profesyoneli dilini dibine kadar kullanırken, kullanılan bir çok kavramın Türkçe karşılığının olmamasından yakınırlar Türkçe konusundaki hassasiyetlerini gündeme getirirler. •Pazarlama profesyonelinin kurmuş olduğu cümlelerin hiç biri Türkçe olarak bitmemelidir. •“ Toplantım var, hayvan gibi yoğunum olm, sabahtan beri yerime oturamadım, bir fırsatını bulup arayacağım, daha öğle yemeği bile yemedim.” mesajlarını istatistiksel argümanlarla ifade ederek ajansı sabahın köründe ya da gecenin geç saatlerinde çağırmak, ya da o saatlerde de kesişim bulunamaz ise conf call yapmak pazarlama profesyoneli için önemli bir statü sembolüdür.
•Pazarlama profesyoneli toplantıya girerken mutlaka yanında, yurt dışından alınmış özgün bir kılıfı olan iPad olur. Amele gibi her konuşulanı not almaz. Azami bir ya da iki satır not alır ve “Olm herif amma kapasiteli lan, saatlerdir konuşuyoruz herif her şeyi aklına yazdı. İki satır not aldı. Gerçekten hak ediyor bu pozisyonu.”mesajını verir. • Ajans
lara düzenli olarak “Daha iyisini yapabilirsiniz. Hala bu kampanyanın bir sürü eksiği var.” Mesajını vererek ajans çalışanlarının havaya girmesini önlemek pazarlama profesyoneline büyük puan kazandırır. • Ajanslardan düzenli bir şekilde statü güncellemesi istemek ve “Olm sürekli yayıyorsunuz ama ben sizi hayvan gibi takip ediyorum” mesajını vermek çok profesyoneldir. • Pazarlama profesyoneli gitmiş olduğu her mekanda yer almış olduğu her deneyimde ilgili mekanın etkinlikleri, marka mimarisi, iletişim dili, iletişim uygulamaları, bunları hazırlayan marka ekibi, hazırlayan ajansa bok atmadan yorum yapmadan bu konuda ne kadar derin bir bilgiye dahip olduğunu göstermeden duramaz. Soranlara da “Ne yapayım meslek hastalığı işte elimde değil” demek “Oha olm adam ne kadar işini hazmetmiş ne kadar işine bağlı. Ne kadar hakim” mesajını verir. • Profesyonel pazarlama insanı, salata soyarken bile atomu parçalıyor duruşu sergiler.
Alıntı: Yüce Zerey
Eski bir yöneticimin alıntıladığı bir yazı dizisini ben de paylaşmadan geçemedim.İlk olarak "Yönetici insanları nasıl tanırız?" la başlıyorum.
1 - İletişim Yönetimi • Profesyonel bir yönetici mutlaka kısa, öz ve herkesin ilk bakışta anlaması mümkün olmayan kısaltmalar içeren “Slm, OK, Go 4 it, No, ?, ???, Yuh, Oha, Çüş, vb.” gibi söylemleri içeren mailler atmalıdır.
• Tamamen Türklerin olduğu bir iletişim matrisinde atılan maillerin tamamının ingilizce olması arada dil sürçmüş gibi bir iki fransızca kelimeye yer verilmesi , dile hakimiyetin, özgüvenin ve o pozisyona tesadüfen gelinmediğinin en güzel göstergesidir.
• Gecenin ilerleyen saatlerinde mail atmak, pozisyon olarak daha üst düzey birinden gecenin ilerleyen saatlerinde mail alınmışsa hemen cevap yazmak çok profesyoneldir.
• Pazar gecesi çalışanlarını mail bombardımanına tutup haftanın yoğunluğunu hafta başlamadan çalışanlarına hissettirmek her profesyonel yöneticinin topun ayağına yakıştığı noktadır.
• Arada atılan maillerin altında “Sent from my iPad” yazması çok profesyoneldir. “İşlerimin hepsini iPad’imde konsolide ettim hem teknolojiye hem de işlerimin verimlilik yönetimine çok hakimim” mesajı verilir. (Sanırım bunu çok yaptım :-)) )
• Herhangi bir mail iletişiminde bilgisayarı açmadan tüm operasyonu (toplantı organize etme, uygun olduğu zamanları paylaşma, iş delege etme, işlerle ilgili statü alma vb.) Blackberry ve /veya iPAD üzerinden yönetmek büyük puan kazandırır.
• Kendisine gelen mailleri forward edip “Action Please” “???” “FYI” seçeneklerinden biri ile paketleyip dağıtmak profesyonelliğin şanındandır.
• Profesyonel yönetici “Falanca işi yapalım” demek yerine “Falanca işini yapmak ister misin?” diyendir.
• Profesyonel yönetici iletişiminde bir cümle asla Türkçe bitmez.
• Profesyonel yönetici her cümlesinde mutlaka laf sokar ve mesaj verir. (Yapmam, yapanı da sevmem!)
• Doğrudan raporlanan yöneticiyi atlayarak onun üstündeki yöneticiye mail atmak, rüzgara karşı işemekten farksızdır. Süreçten tertemiz, ağrısız, sızısız kurtulunma ihtimali yoktur.
2 -Ofis Ortamı Yönetimi
• Sabah işe geldiğini belli etmek (bilgisayar sesi, profesyonel bir öksürük, ayakkabı topuğu, tadında bir balgam toparlama sesi vb) ve çalışanlarına günaydın dememek çok profesyoneldir.
• Sabah mutlaka, herkeste bulunmayan yurtdışından alınmış özel mug ile filtre kahve içilir.
• Odası ve özellikle çalışma masası genellikle çok temiz olmalı ve üzerinde az eşya barındırmalıdır. Genel olarak masaya bakıldığında “Olm herif ne kadar düzenli. İşlerini de böyle düzenli ve titiz yönetiyor.” mesajı verilmelidir.
• Çalışma masasının üzerinde, insani yönlerinin de ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren, pahalı ve minimalist bir çerçevede yer alan güzel bir aile resmi yer almalıdır.
• Odasında herkeste göremeyeceğimiz cinsten şık tasarımlı iphone / ipad deckleri kablosuz hoparlör tesisatları bulunmalıdır.
• Odasında mutlaka “Biz geçmişimize değer veriyoruz” mesajını veren eskilerden kalma bir Osmanlı Haritası, İstanbul Fotoğrafı, Ebru veya hat çalışması vs ile “Geçmişimize değer verirken modernliğimiz konusunda da çok netiz” mesajın veren özel bir koleksiyondan alınmış Atatürk portresi bulunmalıdır.
• Masaya imzaya gelen evrakları hemen imzalamak, imzalamadan önce evrağı göndereni çağırıp n adet soru sormamak hiç profesyonel değildir.
• Masaya getirilen filtre kahveyi veya bitki çayını hemen içmemek, soğuduğu için değiştirilip yenisini içmek yöneticinin kendine yakışanı giymesidir.
• Masadaki telefonundan sekreter haricindeki ( O da her zaman değil) diğer aramalara cevap vermek, mahalle kıraathanesinde Mango Passion Fruit Frappuccino sipariş etmekten farksızdır.
1.Oğluşun oyuncak kinder yumurtası tarzında kutularından birini aldım,içine ziyaretçi defteri,ufak bir biblo ve hoşgeldin mesajı koyarak gittim Aydın-İzmir otobanının Aydın gişelerinde bir ağacın dalları arasına sıkıştırdım!
iPad'e yüklediğim GPS uygulaması yardımıyla kutuyu sakladığım yerin koordinatlarını belirledim ve geldim www.geocaching.com sitesine üye olup buraya bilgilerini girdim.Adını da Highway passenger koydum:)
2.İzmir'de Dünya Barış Anıtı'na İzmir manzarasını izlemeye gitmişken dayanamadım,yolda gördüğüm 1 milyoncudan bir plastik saklama kutusu,bloknot ve kalem aldım.Kutunun içine bu malzemeleri koyarak(hoşgeldin mesajııyla birlikte) bu kutuyu da anıtın yakınlarında bir taşın altına sakladım!
Yine koordinatları belirleyip siteye bilgileri girdim.Bunun adını da Peace Monument koydum:)
Siteyegirmişken daha önce başka birinin gizlediği Under the Rock isimli kutunun koordinatlarını aldım.Çünkü bu kutu bulunduğum yere yakındı.Üşenmedim,gittim o kutuyu da buldum!
Sonra geldim,siteye bu bilgiyi de girdim.
Peki ben bunca şeyi niye mi yaptım?
Dünya çapında oynanan bir tür define avı oyununa merak sardım çünkü.
Bu oyunu ilk geçtiğimiz hafta Beyaz Kitaplık'ın yazısında gördüm.Sonra Omactivities'in de Beyaz Kitaplık'a önderlik ettiğini öğrenince oyunu bana öğretinceye kadar aklıma gelen her soruyu sordum,başlarının etini yedim tabiri caizse.
Bir sıkıntım var ama.Oyunu İzmir'de,Aydın'da oynayan pek yok...Hatta Türkiye'de oynayan pek yok.
Bir gözatsanız diyorum.Belki sizi de heyecanlandırır bu fikir...
> Gündüz gidilmesi tercih edilir. Aksamlari biraz ürkütücü olabilir. > "ÇAYKUR" yolunu kullanin > Ilk saga dönün > Yürümeye devam edin, sol tarafta yalniz bir palmiye agaci göreceksiniz. > Terkedilmis otopark alaninin sonuna kadar yürüyün. > Caddeye en yakin kayanin yanina gidin. Katli Pazar binasinin tam karsisindaki kaya. ("Bahçelievler Dügün Salonlari" yazili büyük bir tabela göreceksiniz) > Kayanin altina bakin
* Kutunun fotosu ekte.
* Kutunun içinde küçük bir defter, küçük bir kalem ve benim eski 16 Mb SDCard’im, onun içinde de Favori ??? Resimlerim var. (Merak etmeyin, hafiza karti Kaspersky tarafindan tarandi.) Tabii fotograflara bakmak kolay olmayacak. Winrar programi ile sifreli olarak paketlendiler. (Eger Winrar sizde yoksa buradan indirin (visit link) Sifreyi asagida talimatlari takip ederek bulabilirsiniz.
TALIMATLAR: (IPUCU: Google size her adimda yardim edecektir;) (Arti (+) isaretlerini yoksayin. Anlami; bosluk birakmadan kelime/numaralari ardisik yazmak demek!) > Dünya üzerindeki en yüksek dagin yüksekligi (mt) bölü(/) 8 = ???? > 0 + Yukaridaki sayinin ilk 2 basamagindan "IX" çikarin(-) + Son 2 basamagi yazin > Simdi son 2 ve ilk 2 basamaklarin yerlerini degistirin. > Ikinci basamaktan sonra bir nokta (.) ekleyin. > Yukaridaki Tarihte ölem Müzisyen / Gitaristin adinu bulun > Yukarida bahsedilen gitaristin Dogum Tarihi (GünGün.AyAy Biçiminde) > Yukaridaki Tarihten nokta (.) ve sifirlari (varsa) silin > SIFRE: Yukarida belirtilen sayi (mod) 11 + E-postalarda kullanilanmasi zorunlu olan isaret + Bu kutunun yerlestirilme yili + Daha önce de belirtilen müzisyenin Soyadi (Büyük Harfle baslayacak) + Artik bir Gezegen olmayan eski gezegen :( (2006 yilindan bu yana) (Ingilizcesi - Büyük Harfle baslayacak)
Ilk avimdi benim de.elimle koymus gibi buldum smile
Ama kutuyu yerine koyup fotograf çekerken yukarida agaçlarin arasinda birkaç gencin beni izledigini farkettim frown
Umarim bir zarar vermemislerdir benden sonra.
Bu arada icinden 20danimarka kronu alip 25 kurus biraktim.
Tanrım, Beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir... Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele... Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver .
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür. Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol... Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim... Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır... Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha saglıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi... Tanrım, Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR, İkisi arasindaki farkı bilmek için AKIL ve Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...