Bugün Ozi parka gitmek isteyince "hadi büyük nineye söyle o da hazırlansın gelsin" dedim.Babannemdeki sevinci görmek lazımdı.Çocuklar gibi temiz kıyafetlerini giydi hazırlandı hemen.
Yürümesi çok sıkıntılı olduğu için de arabayla gittik 100 metre mesafedeki parka.Baktım arabayla gezmek hoşuna gidiyor biraz daha turladık şehirde.En son bir kafeye oturduk dondurma yemek istedi.Ozi parkta oynarken o da dondurmasını yalayıp sohbet edecek birilerini aradı kendine:)
Aynı kendi gibi yaşlı bir teyzeyle sohbete daldılar.Bu yaşlarda ben de böyle mi olucam acaba? Birbirini hiç tanımayan insanlar bir anda hayat hikayelerini,çocuklarını,hastalıklarını,yaşamlarını hiçbir sakınca görmeden birbirleriyle paylaşıveriyorlar.Ben insanlarla ilk tanışmamda biraz mesafeliyimdir.Konuşmakdansa dinlemeyi tercih ederim.Ama sanırım yalnızlık ve konuşma ihtiyacı mantık kurallarını ya da karakter özelliklerini ikinci plana atabilecek kadar güçlü.Bu nedenle olsa ki en büyük korkum yalnızlık.
Eve dönme vakti geldiğinde zor ayırdım bu iki park arkadaşını.Bana "sen git çocuğunla ilgilen" diyebilecek kadar konuşmaya aç iki insan.
Sonra yol boyunca eve dönmek zorunda bıraktığı için Ozi'yle kavga etti babannem:)Resmen onu kızdırıp ağlattı,ağladığı için daha çok üstüne gitti ve en sonunda "kavgayı kesin bakayım" demek zorunda bıraktı beni.Biri söz dinleyen biri dinlemeyen iki çocuk sahibi olmak zormuş onu anladım...