Social Icons

Pazartesi, Eylül 17, 2012

Seninki ego da benimki un çuvalı mı?



Bazı meslek gruplarının 'ego' 'ları diğer insanlara göre daha yüksek oluyor.Örneğin sanatçılar, doktorlar, akademisyenler gibi.Bu insanlar ya çekirdekten yetişme ya da yıllarca okumuş, emek vermiş, mesleğinde binbir zorlukla, rekabetle, yıllarca sıralarını bekleyerek geçirmiş kişiler.Dolayısıyla özgüvenleri oldukça yüksek(!), zor beğenen, seçici, bazen kaprisli olarak nitelendirilebilecek yapıdalar.Eleştiriye açık olmamaları,sürekli övgü ve takdir beklemeleri de diğer ortak noktaları.

Dün sabah Tv8'de Erken Baskı adlı bir program izledim.Programlara konuk ayarlayan kişiler konuktu.Ünlü insanlar hakkında yapılan konuşmalar benim de aklıma üniversite yıllarındaki hocalarımı getirdi.Sanki bir an onlardan bahsediliyormuş hissine kapıldım.Belki birçok üniversitede dolaşan bir şehir efsanesidir belki de sadece bizimkinde ama asistanların hocanın çantasını taşımak gibi bir görevleri olduğu konuşulurdu.Sonra iş hayatında doktorları tanıdım daha yakından.Benzer özellikler onlarda da görülüyordu.

Bu konuya nereden geldim?Facebookda takip ettiğim ünlü bir akademisyen-tıp hekimi bir videoclip paylaşmış ve parçanın hangi şartlarda, kime, ne zaman yazıldığına dair birtakım bilgiler vermiş.Ardından başka biri bu parçanın yazılandan daha önceki bir tarihte piyasaya çıktığını belirten bir yorum yazmış.Ünlü akademisyenimiz bu yorumu yazan kişiyle alenen dalga geçerek ("siz zamanda yolculuk ediyorsunuz sanırım") bir cevap vermiş.Hatta "inanmıyorsanız google'da araştırın" diye de meydan okumuş.Ben de parçayı çok iyi bilen biri olarak o yorum yapan beyi haklı buldum.Herşeyin ötesinde ünlü akademisyenin üslubu çok çirkindi.
Wikipedia'dan ilgili konuya dair gerekli bilgiyi buldum ve linkini paylaştım.Sen misin bunu yapan?Aynı çirkin üslupla bana da pekçok şey yazmış zat.Öyle ki yorumu dalga geçme düzeyine ulaşmış."Ebru" sanatı ile ilgili espri yaparak sözde bana imada bulunmuş.

İşte ben de 'ego'su yüksek insan profili ile bir kez daha karşılaşmış olmanın verdiği dayanılmaz hayalkırıklığı ile onun ihtiyacı olan övgü, takdir dolu sözlerle dolu bir cevap yazarak konuya nokta koydum ki bu da beni bir kez daha düşünmeye sevk etti.

Bunca sene okumuş,uzmanlığını almış,profesör mertebesine ulaşmış,hele de insan psikolojisi üzerine çalışmalar yapmış biri mi daha erdemlidir,yoksa bilgi ve deneyim olarak o kişinin yanında okyanustaki su damlası olabilecek fakat yine de onu hoşgörebilecek biri mi?

24 yorum:

  1. evet yaparlar bizim proflar birbirlerinin eserlerini çalıp basarlar, yabancı yayınları çevirip kendi kitapları olarak sunarlar.
    o da çok pişkinmiş ama.
    :)

    YanıtlaSil
  2. evet yaa,yabancı yayınları allayıp pullayıp kendin yapmış gibi yayınlamak,bloggerlarda da var böyle ama:))

    YanıtlaSil
  3. yüzbinlerce bilok var. yaparlar deliler.
    :)

    YanıtlaSil
  4. biz egoyla savaşırız onlar egolarıyla bir oluyolar bence hoşgörmek gibi yüce bir erdemden yoksun olmaktansa prof. doçent. doktor olmayayım üstelik o adamın yorumunu dikkate alıp bi araştırsaymış kendisi de doğruya ulaşırmış sonrasında bilgilere ulaşan ve paylaşan kişiye ki bu sen oluyosun yine aynı tavırla yorum yaparsa bu onu yücelten övgü sözlerinin kaldıramayacapğı kadar dibe götürür bence. sürç-ü lisan ettiysem affola biraz yorgun ve gerginim mim de aklımda yapıcam inş. yakın bi zamanda:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estagfirullah,affetmek ne demek?
      Sanırım o kendine bir sazan arıyordu,ben atladım.Çünkü dediğin gibi aslında doğruyu bulmak çok zor değil.
      Benim son yorumumu beğenmiş:PP
      Allahtan uzatmamış,gereksiz polemiklere girmiyorum artık çünkü.
      Sorun değil,kendini daha iyi hissedince yaparsın,
      sevgiler

      Sil
  5. Ben bu konuda sonsuza kadar susmayi yegliyorum, sebebiyse bir doktorun ne kadar aptal ve bagnaz olabilecegini gordugumdendir. Kisinin bir zamanlar ailesinin icindeydim ve benim icin o gunden itibaren doktorluk meslegi malum aptal yuzunden dobe vurmustu ama sen simdi kaymak surdun bak!

    boyaynasiyansimacisi.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her meslekte iyiler ve kötüler var elbette.yani genele maledemeyiz hiçbir zaman.ama kötü örnekleri görünce(kötüden de örnek olmaz ya neyse)ister istemez bir önyargı oluşuyor tabi.laf aramızda bende de var benzer önyargılar:)

      Sil
  6. Kıdem almış akademisyenler gerçek dünyadan hayli kopuk yaşıyorlar. Kendileri hakkındaki herhangi bir düzeltme en ağır hakatretten daha tehditkar onlar için. Mesnetsiz bir özgüven yani aslında takındıkları. Hadlerini yeri geldiğinde bildirmek lazım. Saygıdan ya da çekindiğinden susan öğrenciler karşısında olduklarını sanırlar çoğu zaman... HEr konunun en bilgilisi olduğunu zannetmek ne kadar zavallıca bir yanılgıdır. :) gülüp geçemeyecek denli insanlıktan arınmış olmaları gözden kaçmamalı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir noktaya değinmişsiniz aslında.Herkes her konuda fikir beyan edecek kadar bilgi sahibi olamaz,olmak zorunda da değildir.Uzmanlık denilen kavramın bir anlamı kalmaz,içi dolmaz yoksa.
      Bilim insanlarına saygı duymak medeniyetin,belli bir kültürün sonucudur.Öyle olmasaydı aslında belki de verilebilecek en güzel yanıt Mevlana'nın meşhur bir deyişi olurdu:
      "Sükunetim asaletimdendir,her lafa verilecek bir cevabım var.Lakin lafa bakarım laf mı diye,bir de bakarım söyleyen adam mı diye."

      Sil
  7. Zor susup aşkı yaşamak en güzeli sanırım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne mutlu size. her şartta aşkı yaşayabiliyorsanız hiç kaçırmayın yaşayın derim ben.

      Sil
  8. Okumakla adam olunmuyor !

    YanıtlaSil
  9. Birşey daha, avrupada eşlerine şiddet uygulayanların büyük bir bölümünde de yüksek tahsil yapmış insanlar yer alıyor !! E ben daha ne diyeyim ? Daha ne diyeyim asıl bu şarkı gibi oldu Ebru İ.S

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Avrupa'ya gitmeye de gerek yok,eminim bizim ülkemiz için de geçerlidir bu durum.
      Bu yazdığınız için de güzel bir özlü söz vardır ya:
      "Eğitim cehaleti alır,eşeklik baki kalır"
      sözüm meclisten dışarı...

      Sil
  10. bu bana egonun o kişide yanlış yapılandırılmasını düşündürüyor.Ego bir benliktir.Bana kalırsa kendini bilme ,kendine saygı başkalarını bilme başkalarını anlayabilmesine bağlı.Eğer egosunu kibirli bir şekilde yansıtmasaydı egosu bence olumlu yapılandırılmış olurdu.Çok bilindik bir söz vardır hani "ben sana vezir olamazsın demedim oğlum,adam olamazsın" dedim .Ne mutlu ki hem profesör olmuş,hem erdemli kalabilmeyi başarabilmiş bilim adamlarımıza...ayrıca gerçek kendini bilen,kültürlü insan başkalarının eksiğiyle dalga geçmez....ayy yine uzattım ben yorumu,kusura bakma ebrucum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tespit etmişsin Şükriyecim.Benim de aslında ego kelimesini tırnak içinde kullanma sebebim bu.
      Sen insanı düşündürüyorsun ki,tabi uzun yaz.

      Sil
  11. O KADAR ÇOK OLUYORKİ BU DEDİKLERİNİZ HER KEZ HER KEZDEN BİR ŞEYLER ALIYOR ÇALIYOR

    KİMİSİ ŞARKI ÇALIYOR KİMİSİ FİLM ÇALIYOR ÇALAN ÇALANA KAÇIRAN KAÇIRANA.
    SON YORUMDAKİ SÖZÜNÜZDE SON NOKTA GALİBA
    HATTA YİNE BİR ATA SÖZÜ VARDIR
    EŞŞEĞE ALTIN SEMER VURSAN EŞŞEK YİNE EŞŞEKTİR
    BENİMDE SÖZÜM MECLİSDEN DIŞARI
    HAYIRLI AKŞAMLAR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bununla ilgili bir yasak geliyor SeyyahGül.Umarım hayırlısı olur.
      Bu arada zavallı eşeklerin biz insanlardan çektiklerine bakar mısınız,her olumsuz benzetmede kulaklarını çınlatıyoruz:))

      Sil
  12. Yazına bire bir katılıyorum 4 yıldır Rehber öğretmenler yüzünden semt semt geziyoruz taşınıyoruz sürekli..
    Öyleki çocumuzu elimizden alıp devletin yetiştirme yurtlarına vereceğini söyleyebiliyolar..!
    Kalıp,kıyafet ,ünvanı mertebesi herbişisi ile adam olunmuyo işte...
    sevdğim bi ata sözü ile son vermek isterim
    Dağ adamı hasta eder sağ adamı...
    öptümmm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off sizinki çok daha ciddi bir sorunmuş.Hele ki insanın çocuğunun elinde alınması düşüncesi tüylerimi diken diken etti.
      Bunu söylemek için bir gerekçeleri olmalı ama umarım sorununuz en kısa sürede son bulur..

      Sil
  13. tek gerekçeleri eşimde bende çalışıyoduk ve kızımı okula annem bırakıp alıyodu bu önce öğretmenimizn sonra rehber öğrtmenimzn gözüne batmış.. Sorun hallettik milli eğitime dilekçe yazdık .. Bu olay geçen senenin olayıydı çok şükür bu sene yok bi sorun.. Ama tinede insanın içi soğumuyo işte unutamıyorum.. tüm 4 yılda 3 okul deiştirmemize sebeb olan rehber öğretmenlerdir.... Hepsine aunı gözle bakar oldum ne yazıkki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. unutulur mu hiç?çok üzücü bir durum gerçekten.neyse ki atlatmışsınız.neyi ispatlamaya çalışıyorlar,kime rehberlik ediyorlar ,düşündürücü.çok geçmiş olsun tekrar.

      Sil

Bakma bir sırrım var dediğime.İki kişinin bildiği sır değil,iki kişinin bindiği tır değilmiş:p%&+
Velhasıl,gönlünden geldiği gibi yaz,yaz,yaz..bir kenara yaz bütün sözlerimi,unutursam çık karşıma göster kendini:p(%^^+&

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...